Merhaba, Türkiye tarihinde bir dönüm noktası olarak anılacağı kesin olan 2013 yılını geride bıraktık. Öncelikle tüm okurlarımıza 2013 kadar dolu ve anlamlı yeni bir yıl diliyoruz. 2014’ün ilk sayısını çeşitli aksaklıklar yüzünden planladığımızdan daha az sayıda yazıyla çıkarmak zorunda kaldık. Eksikleriyle birlikte Gelenek’in 123. sayısında amacımız, şüphesiz Haziran günlerinin belirlediği, 2013’ün bir muhasebesini yapmak. Bu konuda yer...
Bu yazı Gelenek’in yayınlanmasını birkaç gün geciktirmek pahasına son siyasal gelişmelere değinmenin zorunluluğundan yazılıyor. 17 Aralık operasyonu denen yolsuzluk skandalının başlangıç noktasını, MİT müşteşarı Hakan Fidan’ın KCK soruşturması kapsamında ifadesinin alınmak istendiği tarih olan 7 Şubat 2012’ye mi, yoksa Fethullah Gülen’in AKP’nin tetikçisi İHH’yı, Gazze’ye yardım gemisini İsrail’in “otoritesine başkaldırı” ifadesiyle eleştirdiği 2010 Haziran başlarına...
Neden “kırılmalar yılı”? Geride bıraktığımız 2013 yılına ilişkin genel bir değerlendirme yapacaksak, şöyle başlamak yerinde olur: Çok istisnai durumlar dışında, tekil olarak herhangi bir yıl daha önce hiç olmayan süreçleri kendisi başlatmaz; ayrıca, belirli bir yılda ortaya çıkan gelişmeler de daha sonra olacakları her yönüyle peşinen belirleyecek bir mutlaklık taşımaz. Bu giriş cümlesinin meramı herhalde...
“Biri iftira atmış olacaktı Josef K.’ya; çünkü bir sabah durup dururken tutuklandı.” Franz Kafka, Dava “Her şeyi özelleştirdiklerine göre, yargıyı da özelleştirseler bari, bundan daha iyi olur,daha kötü olmaz.”Tahsin Yücel, Gökdelen Bu yazıyı sonlandırırken, AKP ile Fethullah Gülen Cemaati arasında yaşanan gerilim, 17 Aralık sabahı yapılan ve hükümeti hedef alan operasyon ile “kontrollü” bir çatışmaya...
Haziran Direnişi’ni Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı ayaklanması olarak görmek mümkün. Bu ölçekte bir ayaklanma kuşkusuz sürekli genişleyecek bir yazınsal alanı da ortaya çıkaracaktı. Özellikle Türkiye gibi on yıllar sonra bu çapta bir silkiniş ve uyanış yaşayan bir ülkenin bu tip deneyimlere özlemi düşünüldüğünde, Haziran’ın ne kadar büyük bir yazınsal gıda sunduğu daha net anlaşılacaktır. Direnişin...
Bugünün ve Yakın Tarihimizin CHP’si Yakın siyasi tarihimizin tanığı olan orta yaşlı sol cenah için CHP, bugün sürekli geriye giden çizgisi ile sol adına ilgilenilmeye değmez bir sepete atılmış durumdadır. Bunu biraz da sol-sosyalist çizgimizin saflığının bir dışavurumu olarak yapmak zorunda hissettik kendimizi. CHP, sağa gittikçe yaklaşan çizgisine rağmen, bugün ana-akım seçmenin önünde seçim sandığında varlık...
Uzun dönemde ve mukayeseli bir perspektifle bakıldığında, seçmen davranışlarının iki boyutlu bir politik ajandaya dayalı olduğunu düşünebiliriz: Ekonomi ve ideoloji. İdeoloji, ekonomik açıdan aşikar gibi görünen sonuçları, tersine çevirebiliyor. Örneğin İtalya’da II. Dünya Savaşı sonrası –uzun ve zifiri karanlık faşizm gecesinden kurtuluş- kadın düşmanı faşizmin ideolojik ve kurumsal enkazının geri dönüşsüz biçimde tasfiyesi gerekiyordu. Ve...
Lenin görünmüyor, fakat yine de aramızda dolaşıyor. V. Mayakovski Ölümünün ardından yüzlerce, hatta binlerce yıl geçmiş olsa bile adı ve düşünceleri hatırlanan birçok isim var tarihte. Bu açıdan Lenin bir farklılık oluşturmuyor. Lenin’e özgü olan ise, aradan geçen zamana karşın sadece adı ve düşünceleri hatırlanmakla kalmayan, esas olarak bugünün mücadelesindeki ihtiyaçları karşılamayı da başarabilen bir...
Suriye halkına karşı işlenen savaş suçlarının bir hukuksal girişime konu olmak üzere raporlanması, ilk kez 27 Nisan 2013’de İstanbul’da “Halklar Barış İstiyor” başlığıyla toplanan uluslararası barış konferansında gündeme geldi ve bu konferansın sonuçları arasında kayda geçirildi. Konu Dünya Barış Konseyi’nin bundan yaklaşık bir ay sonra Lizbon’da yapılan Sekretarya ve Avrupa Bölge toplantılarında, daha sonra Eylül’de...